Bu sitede insan vücudundaki bazı sistemlerin nasıl
çalıştığı anlatılmakta, bu sistemlerin parçalarından örnekler
verilmektedir. Ancak insan bedeni ile ilgili hazırlanmış sitelerden
farklı olarak bu sitede sıklıkla vurgulanan bazı önemli noktalar
bulunmaktadır. Burada bilgiler detaya inilerek incelenmekte, insan
bedeninin her milimetrekaresindeki ince tasarıma dikkat çekilmekte,
bedenin derinliklerinde mucizevi işlemler gerçekleştiren hücreler,
dokular, moleküller ve salgılar ön plana çıkarılmaktadır.
Ayrıca sitede zaman zaman konularla ilgili teknik bilgiler de
verilmektedir. Bundaki amaç insanın kendi bedenindeki kompleks yapıyı
daha iyi anlamasını sağlamaktır. Ve insanın kendi bedeninde gerçekleşen
olaylara ülfetsiz bakmasını sağlamak, okuyucuyu derin düşünmeye teşvik
etmektir.
Bunu sağlamak için sitedeki yazıları okurken öncelikle kendi bedeninizin
içinde bir yolculuğa çıktığınızı düşünün. Bu yolculukta sizi akılalmaz
sürprizler beklemektedir. Kalbinizin içinde bir jeneratör bulunduğunu,
bu jeneratör devreden çıktığı anda yedek bir jeneratörün devreye
girdiğini göreceksiniz. İnce bağırsağınızda bulunan hücrelerin,
önlerinden geçen yüzlerce farklı madde arasından demir atomunu
tanıyabildiklerine ve yakaladıklarına şahit olacaksınız. Baş bölgenizde
bulunan hormonal bir bezde üretilen hormon molekülünün, uzun bir
yolculuk sonucunda çok uzakta bulunan hedefine -örneğin böbreğinize-
ulaştığını ve burada bulunan hücrelere ne yapmaları gerektiğini
emrettiğini göreceksiniz. Bu yolculuk sırasında doğduğunuz günden beri
“benim bedenim”, “bana ait” diye sahip çıktığınız kendi vücudunuzun
içinde, derinizin hemen birkaç milim altından başlayarak derinliklere
kadar her noktada gerçekleşen mucizevi olaylara şahit olacaksınız.
İnsan bedeni, bu açıdan bakıldığında, kendi içinde apayrı bir “alem”,
apayrı bir “şehir” gibidir. Bu şehrin içinde ulaşım yolları, binalar,
fabrikalar, alt yapı sistemi, en üstün teknolojilerden daha üstün
teknolojiye sahip cihazlar, kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde şuur
gösteren, konusunda uzmanlaşmış elemanlar (hücreler, hormonlar, salgı
bezleri), tam teçhizatlı askerler ve daha birçoğu mevcuttur. Üstelik bu
“alem” yalnızca sizin bedeninizin içinde değildir. Çevrenizde gördüğünüz
her insan, anneniz, babanız, kardeşiniz, dostlarınız, çalışma
arkadaşlarınız, sokakta yanından geçtiğiniz insanlar, televizyonda
izlediğiniz oyuncular kısacası yeryüzünde şu an yaşamakta olan
milyarlarca insan, bu mucizevi “alem”e sahiptir. Aynı şekilde bundan
yüzlerce, binlerce yıl önce yaşamış olan; milattan önceki dönemlerde
yeryüzünde bulunan, hatta ilk insan var olduğundan beri yaşamış olan tüm
insanlar da bu kusursuz “alem”e sahiptiler. Tıpkı günümüzde yaşayan
insanlar gibi geçmişte yaşayan insanların da vücutlarında kusursuz
sistemleri, şuur gösterileri sergileyen trilyonlarca hücreleri, karar
alma mekanizmasına sahip salgı bezleri, üstün teknolojiye sahip
organları vardı.
Bu küçük “alem” içinde gerçekleşen olayları düşünmek ve bu şekilde
değerlendirmek son derece önemlidir. Çünkü bunu düşünmeye başlayan
insan, büyük bir büyüden kurtulmada ilk adımı atmış olacaktır. Kendi
bedeninde -örneğin kendi kalbinde- var olan sistemlerin mükemmelliğini
bilen ve bu sistemin tasarımındaki aklı kavrayan bir insana”kalp
tesadüfen bu özellikleri kazanmıştır” diyerek evrimci masallar anlatmak
mümkün değildir artık. Bu insan, şuursuz atomların biraraya gelmesiyle
oluşan hücrelerinin, tüm bunları kendi kendilerine yapamayacağını
bilecek ve hücrelerinin sergiledikleri aklın kime ait olduğu sorusunun
cevabını bulmaya çalışacaktır.
Kendisi de et olan midenin, etleri sindiren asitler salgılarken kendi
kendisini sindirmemesi için özel bir sistemin kurulu olduğundan haberdar
olan, eli kesildiğinde kanının pıhtılaşması için en az 20 enzimin çok
özel bir planlama içinde harekete geçtiğini, bu sırada gerçekleşen
işlemlerin sıralamasında bir karışıklık ya da eksiklik olmaması
gerektiğini bilen bir insan, bunların hiçbirinin evrimcilerin iddia
ettikleri gibi zaman içinde kademe kademe oluşamayacağını da kendisi
düşünerek bulacaktır.
Derin düşünen insan küçük bir alem olan bedeninin bir Yaratıcısı
olduğunu kavrayacak ve okuduğu bilgileri Yaratıcısını tanımak için birer
yol olarak kabul edecektir. Vücut içindeki sistemlerde var olan düzeni,
her noktada sergilenen üstün tasarımı gören her insan benzeri olmayan
bir güç sahibinin, üstün bir aklın insan bedenini yarattığını açıkça
görecektir. Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:
Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye
ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır. Görmedin mi, Allah,
yerdekileri ve denizde O’nun emriyle akıp giden gemileri, sizin
yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten
alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok
merhametlidir. Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek
olan O’dur. Gerçekten insan pek nankördür. (Hac Suresi, 64-66)
Bölümlerde verilecek örneklerde de açıkça görüleceği gibi, insan
bedenindeki yaklaşık 100 trilyon hücrenin, salgı bezlerinin, birçok
organın, dokunun sahibi ve Yaratıcısı üstün kudret sahibi olan
Allah’tır. Allah insanı sahip olduğu tüm parçalarla birlikte bir bütün
olarak yaratmıştır, kendisini tanıyıp bilmesi için de delillerini
göstermiştir. Rabbimizin Kuran’da bildirdiği gibi;
Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme
yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
(Nahl Suresi, 18)
O halde bütün bunlardan haberdar olan insan, Allah’ın kendisi üzerindeki
nimetlerinin farkına varmalıdır. Yaşamını yalnızca Allah’ı hoşnut
edecek şekilde düzenlemeli; her sabah kalktığında kendisine verilmiş
olan yeni günün ve sahip olduğu bedenin, Allah’tan bir lütuf olduğunu
bilmeli ve sürekli şükretmelidir.
Bana ne oluyor ki, beni Yaratan’a kulluk etmeyecekmişim? Siz O’na
döndürüleceksiniz. Ben, O’ndan başka ilahlar edinir miyim ki, Rahman
(olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir
şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler. (Yasin Suresi,
22-23)
AKILLI TASARIM YANİ YARATILIŞ:
Allah’ın yaratmak için tasarım yapmaya ihtiyacı yoktur…
Sitede yer verilen “tasarım” ifadesinin doğru anlaşılması oldukça
önemlidir. Allah’ın kusursuz bir tasarım yaratmış olması, Rabbimiz’in
önce plan yaptığı daha sonra yarattığı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki,
göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’ın yaratmak için herhangi bir
‘tasarım’ yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah’ın tasarlaması ve yaratması
aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir.
Allah’ın, bir şeyin ya da bir işin olmasını dilediğinde, onun olması için yalnızca “Ol!” demesi yeterlidir.
Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:
Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri yalnızca: “Ol” demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder